Brüksel’de Suriye Konferansı… Suriyeli Ev Sahibi Ülkeler “Şam’la Diyalog” Diyorken, AB Esad Rejimi ile Diyaloğa Kapalı
DUYGU GÜVENÇ- BRÜKSEL
Brüksel’de düzenlenen 7. Suriye Konferansı’nda; Suriyelilere ev sahipliği yapan ülkeler, siyasi analizi hızlandırmak için davette bulundu. AB ise Şam rejimi ile çözümün çok uzak olduğunu düşünüyor. Türkiye’nin AB Daimi Temsilcisi Faruk Kaymakçı, “Deprem bize bir kez daha istikrarın sağlanması ve siyasi sürecin hızlandırılması gerektiğini hatırlattı.” Lübnan, Ürdün, Irak ve Mısır temsilcileri de Suriye’nin Arap Ligi’ne dönmesiyle diyalog yolunun açılmasını istedi. AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB’nin Suriye’nin Arap Ligi’ne dönüşünü ve Türkiye’nin Suriye rejimi ile görüşmelerini yakından izlediğini belirterek, “AB’nin seçtiği yol bu değil” diyerek, kapsamlı bir analizden uzak olduğunu ifade etti. Suriye rejimi. bunu vurguladı.
Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapan bölge ülkeleri ile AB’yi bir araya getiren 7. Suriye Konferansı’nda; Brüksel’in Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapan bölge ülkeleri ile ortasındaki görüş ayrılığı bir kez daha ortaya çıktı. Yerleşik ülkeler “diyalog” derken, AB Şam rejimi ile çözümün çok uzak olduğu görüşünü dile getirdi.
Konferansta Türkiye; Şam yönetimi ile siyasi süreç hızlanırken, diğer bölge ülkeleri ile diyaloğun değeri vurgulandı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Konsey Başkan Yardımcısı Josep Borrell, Şam yönetimiyle diyalog sürecine karşı çıktı.
Ürdün Dışişleri ve Mültecilerden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ayman Safadi, Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Lübnan Dışişleri Bakanı Abdullah Bou Habib katıldı. Konferansta Türkiye’yi AB Daimi Temsilcisi Faruk Kaymakçı ve AB Mısır Daimi Temsilcisi Büyükelçi Badr Abdelatty temsil etti.
AB YÜKSEK TEMSİLCİSİ: KALICI ÇÖZÜMDEN UZAKTAYIZ
Yüksek Temsilci Borrell, Suriye’nin Mayıs ayında yeniden Arap Ligi’ne alındığını hatırlatarak, Şam rejiminin ortasındaki Arap ülkeleriyle normalleşme sürecinin başladığını ve Türkiye’nin de temaslar kurduğunu hatırlattı. Borrell dedi ki:
“Türkiye’nin Suriye rejimi ile temasa geçerek bazı endişelerini giderme çabalarını da takip ediyoruz. Şunu belirteyim ki bu AB’nin seçeceği yol değil. Çok yakında bu çabalar Şam rejimi ile Körfez ve Körfez’i uzlaştıracak.” BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı çerçevesinde Arap ülkeleri. “Onu diyaloga girmeye ikna edecek mi göreceğiz. Korkarım, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararının tam ve kapsamlı bir şekilde uygulanmasından ve Suriye’deki krize kalıcı bir çözüm getirilmesinden çok ama çok uzağız. Aslında, ilerleme durma noktasına gelmiş gibi görünüyor.”
Yüksek Temsilci Borrell, sınır ötesi yardım konusunda Türkiye ile birlikte çalışmaya devam edeceklerini de vurguladı.
ÜRDÜN: STATÜ SÜRDÜRÜLMEZ
Ürdün Başbakan Yardımcısı Ayman Safadi ise Borrell’in Suriye ile normalleşme sürecine ilişkin şüphelerini yanıtlayarak gerçekçi bir şekilde Suriye krizinin analizi için çalışmaların başlatılmasını talep etti. Suriye krizinin analizi için samimi çabalar başlatmak isteyen Safadi, Arap Birliği’nin donan çabalara öncülük etmeyi hedeflediğini söyledi. Safadi, “Bu statükonun sürdürülmesi mümkün değil. Bu nedenle Arap dünyası liderlik gösterip Suriye krizine çözüm kapılarını açmak istedi. Siyasi çözüme ihtiyacımız var ve bunun için diyaloga ihtiyacımız var” dedi. Ürdün Başbakan Yardımcısı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mülteciler ancak temel hizmetler ve güvenlik sağlanırsa ülkelerine dönebilirler. Mültecilerin geleceği ev sahibi ülkelerde değil Suriye’dedir. Bu geleceği bugünden inşa etmeliyiz. Mültecilere yatırım ortak güvenliğimize yatırımdır.” .
Türkiye: SİYASİ SÜRECİN HIZLANMASI ÖNEMLİ
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın katılmadığı toplantıda Türkiye’yi temsilen AB Daimi Temsilcisi Faruk Kaymakçı, depremin ardından süratle siyasi bir analize başlanmasının kaçınılmaz olduğunu belirterek, “Deprem bize bir kez hatırlattı. istikrarı sağlamanın ve siyasi süreci hızlandırmanın artık acil olduğunu bir kez daha tekrarlıyoruz.”
Büyükelçi, Suriye sorununun köküne inmek için BM’nin 2554 sayılı kararının uygulanmasının önemini vurgulayarak, “Çökmekte olan bir ülke. ekonomi yaşam koşulları her geçen gün daha da kötüleşen Suriyeliler ve uluslararası toplum bir on yıl daha çözüm beklemeye tahammül edemiyor. Başta uluslararası toplum olmak üzere tüm tarafların iyi niyetli desteğine ve taahhüdüne her zamankinden daha fazla ihtiyaç var” dedi.
Gönüllü, inançlı ve onurlu bir dönüşün koşullarını oluşturmanın değerine işaret eden Kaymakçı, “Komşu ülkelerin gösterdiği bu yardım ve destek sürdürülemez.” Büyükelçi terör tehdidine işaret ederek, Suriye’deki istikrarsızlığın yanı sıra PKK-YPG varlığını hatırlattı.
Geri dönüşler için ülkedeki altyapının yeniden inşası konusunda uluslararası toplumun sorumluluk üstlenmesini isteyen Kaymakçı, bugüne kadar Türkiye’den 650 bin Suriyelinin isteyerek ülkenin kuzey bölgesine geri döndüğünü söyledi. Büyükelçi, AB’nin 18 Mart 2016 mutabakatı çerçevesinde taahhüt ettiği 6 milyar Avro’nun 5 milyar Avro’sunun Suriyelilere teslim edildiğini, 2021-2023 için taahhüt edilen 3 milyar Avro’nun yetmeyeceğini vurguladı. Büyükelçi, mülteci sorunu devam ettiği sürece AB ile Türkiye arasındaki işbirliğinin sürdürülmesi gerektiğini söyledi.
EV SAHİBİ ÜLKELER “ÇÖZÜM” İSTİYOR
Irak Başbakan Yardımcısı Fuad Hüseyin de Suriye krizine nihai çözümün ancak barışçıl ve siyasi bir çözümle mümkün olacağını belirterek, Arap Birliği’nin bu kararı Suriye sorununa çözüm bulmak için aldığını ifade etti. Hüseyin, “Taraflar aynı masada oturmalı ve siyasi bir çözüm için çaba göstermelidir.” dedi.
Lübnanlı Bakan Habib de Suriyeli mülteci sorununa bütüncül yaklaşımların bulunması gerektiğini belirterek, “Ucu açık bir diyalog yapalım ve böylece çözüm bulalım” dedi. Mısır Büyükelçisi, sınır komşusu olmamasına rağmen ülkesinin 1 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptığını hatırlatarak, sorunun çözümünde Arap ülkelerinin öncü rol oynayabileceğine işaret etti.